Kelaynakseverler Derneği
Sorbonne'da okuyan bir hukuk öğrencisi, Fransız
Endonezya'dan gelen bir göçmen, Josê- karanlık bir tip
Rus Mafyası'nın üç numarası, Mişka Özgeşinya
Baba'nın yeğeni, İtalyan Mafyası'nın şımarık çocuğu, Enes Corleone
Dul bir kontes, Fransa'nın sayılı zenginlerinden, Kontes dö Aybayçe
,
PAROLA: Hepimiz ayıcık değiliz.
,
Yeşil çuha örtülmüş yuvarlak bir masanın etrafında amuda kalkmışçasına hassas bir dengeyle sıralanmış beş oyuncu, tehditkar bakışlarla birbirini süzüyordu. Tek ışık kaynağı, masanın üzerinde özensizce sallanan zayıf ampuldü. Sadece masayı ve arasıra oyuncuların birbirlerine attıkları keskin, kaçamak bakışları aydınlatıyordu. Belirgin bir sigara dumanı, Josê'nin esrar sigarasından, Mişka Ögeşinya ve Enes Corleone'nin purolarından, Kontes dö Aybayçe'nin uzun ağızlıklı sigarasından havaya karışan bir duman, masanın üzerinde asılı kalmıştı.
Odadaki tek gürültü içki bardaklarındaki buzların çarpışmasıyla çıkan ritmik sesti. Her oyuncu kişiliğini, statüsünü ve halkını yansıtan içkisini gergin ve olabildiğince sessiz yudumluyordu. Votkasının yansıması yüzünde dolaşan Mişka, şarabını yudumlayan Kontes'e hızlı bir bakış attı. Bu bakışı yakalayan Enes, memnun memnun viskisini yarıladı. Bu sırada Josê içtiği yerel, mayhoş içkisinin de etksisyle baygın baygın etrafı süzüyordu.
Oyun giderek kızışıyordu. Mutlak sessizliğe rağmen ortamdaki gerilim her oyuncunun kafasında bangır bangır yankılanıyor, kartlar hızlı ve belli belirsiz hareketlerle el değiştiriyordu. Aniden oyunun bitişini müjdeleyen ses çınladı ve dört el masanın ortasında birleşti. Beşinci el beklenirken, tetiğin ölümcül fısıltısı duyuldu ve bir tekerlemenin dört dizesi gibi dört kurşun, dört oyuncuya saplandı.
Hukuk öğrencisi soğukkanlı bir gülümsemeyle Corleone'nin purosundan bir nefes çekipp paraları toplayarak çıktı.
Zeynep, Pemra
Eh ne düşündüğünüzü pek tahmin edemiyorum, o yüzden açıklayayım: Birgün sınıfta, bir boş derste adları aslında Yiğitcan( ay, Yiğit demeliymiştim ve bunu yeni öğrendim ama alışkanlıklar zor değiştirilir Yiğitcan!) , Olgu, Özge, Enes ve Aybiçe olan bu beş kişi, ne olduğunu bile hatırlamadığım ama kağıtları yırtıp masanın ortasında topladıkları garip ve o an için masum bir iskambil oyununu çağrıştıran bir oyun oynadıklarında Pemra'yla gözümüzde böyle bir sahne canlandı, yazalım dedik. Şimdi de yazacak birşey bulamayınca eserimizi siz (olmayan) okuyuculara sunmaya karar verdim!
Zeynep