7 Şubat 2011 Pazartesi



Geçen bahar bir mektup yazmıştık,Bülent Ortaçgil'e. Gönderdik ama büyük ihtimalle ona ulaşamadı,yani biz ulaşamadığından cevapsız bıraktığını düşünmek istiyoruz.Mektup işte şöyle :)) (Bazı yerlerini blogtaki yazımızdan çalmışız)

Bülentçiğim Ortaçgil
Uzun bir zamandır sana yazmak istiyorduk. Şu an Ankara’nın sayılı yeşilliklerinden birinde Meclis Parkı’ndayız. Sana bugün yazıyoruz çünkü çok gaza geldik bir an.
Dünyadaki bütün müzikleri dinleme gibi bir projemiz vardı, ilk kasetini aldıktan sonra ismin hemen listeye eklendi. Bütün albümlerini tek tek dinledik. Her bir sözü her bir sesi hissettik, düşündük.Yeni yollara girdik,yeni kapılar açtık.
Evet, seni dinlemeye başladığımız ilk günden beri her Ankara’daki konserinden önce heyecanlanıyoruz, sonra yine yaş engeliyle karşılaşıyoruz. En son ODTÜ bahar şenliklerine geleceğin haberinde de olduğu gibi.Ve kendi aramızda bir şeyler yapmaya karar verdik biz de.Gelip gelmemen konusunda tereddütlerimiz vardı.Ama dedik ki; biz olsak giderdik.Sakın şaşırma sen…
Bir yer var Ankara'da bilir misin Ahlatlıbel diye. Biz Ankara’da yaşayan dolayısıyla maviye ve yeşile hasret çocuklarız. Ahlatlıbel güzeldir, bizimdir.
Geldiğinde yaşam enerjisi yüksek ve rengarenk gençler göreceksin. Günlerden pazar aklımız sende. Çünkü hiç sevmeyenler eksiktir bir yerde. Ankara’nın sarısından sıyrılmış, yeşile doyabileceğimiz yerde bize özel bir şenlik var. Seni orda görmeyi çok istiyoruz.
Bizimle güzel bir güne ne dersin? Şarkıların düşünüşümüze ve hissedişimize renk kattı. Kelime cambazlığı yapamasak da umuyoruz ki sen de bizi anlar ve hissedersin.Gelmesen de bizden sesini esirgemeyeceğini umuyoruz.Eğer istersen bizi ... 'dan arayabilirsin.Senin şarkılarını söylüyor olacağız.
Kıyaksın severiz seni.
Özge ve Pemra

Sonuç:Mektup ulaşmış,bülentciğimle ile konuştuk bugün bize bol bol gülümsedi.:)
Güncelleme: Mektubun başındaki bir paragrafı silmek yönünde insiyatif kullandım. Yapıcı (bir süre için) bir kibire düştüğümüzü biliyordum ama nasıl yukardan yukardan konuşmalar onlar öyle? Nasıl kibirden kibirden yazmışız.. diğerleriyle aramıza koyduğumuz o mesafeden hoşlanmadım, üstelik mesafe anlatacağım diye alenen kendini övmeye dönmüşüz, olacak iş mi Özge Hanım? Liseli çocuklarla bu kadar uğraşılmaz biliyorum ama, işte, kaldırmak istedim, sevemedim sevgili okur.